Lutte ouvrière'de (25 Mart 2020)
Trump önce birkaç hafta boyunca « Çin virüsü'nün » ABD'ye ulaşabileceğine inanmadı ve bunu « bir aldatmaca, bir hile » olarak nitelendirdi. Sorumluluğu diğer eyaletler üzerine yıkan Federal Hükümet tarafından hiçbir sağlık önlemi alınmadı, dayatılmadı.
Ancak şimdi bütün inkarlar, yalanlamalar zorlaştı: 24 Mart Salı günü 46.000 Covid-19 vakası doğrulandı. Toplam vaka sayısı büyük olasılıkla bunun üç katı kadar daha fazla ve ülkede 537 kişi öldü. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü'ne) göre ABD, Avrupa'dan sonra pandeminin yani virüsün dünya çapında yayılmasının gelecekteki merkezi haline gelebilir.
Oysa ABD tam teşekküllü hastanelerden yararlansa bile, halk sağlığı onlarca yıldır olanaklardan yoksun. 30 milyon insanın sağlık sigortası yok. Başka bir deyişle, eğer bir hastalık nedeniyle çalışamazlarsa hiçbir şey kazanmıyorlar, maaş alamıyorlar. Çok resmi bir kuruluş olan Hastalıkları Kontrol Merkezi'ne göre, örneğin, lokantalarda çalışan işçilerin çoğunlukla çok azı sosyal sigortalardan yararlanıyorlar. Çalışmak zorunda olduklarından işe hasta hasta gidiyorlar. Böylece de virüsün yayılmasını sağlıyorlar.
Bu son günlerde, evlere gönderilen paketleri hazırlama işinde çalışan birçok işçi hastalandı. New York Times gazetesi tarafından, Arizona'daki Tucson kentinde bulunan UPS firmasında çalışan bir emekçinin anlattıklarından yapılan alıntı şöyle : « Hastayken çalışmaya devam ediyorum, çünkü işimi kaybetmekten ya da eğer işe gitmezsem cezalandırılmaktan korkuyorum ». Bu yaygın bir durum. Ücretliler, Fransa'da olduğu gibi, ABD'de de, maske, eldiven veya el temizleme dezenfectanlarından (hidroalkolik el temizleme sıvısı) yoksun çalışıyorlar.
Basında, özel sağlık sektöründeki sapkınlıkları özetleyen bir hikaye yer aldı. Ocak ayında, Çin'den Osmel Martinez Azcue adındaki Miami'li bir genç adam grip belirtileriyle geldi. Hastaneye gitti, orada kendisine önerilen ve çok pahalı olan örneğin bir skaner ile sağlık taraması yaptırmak gibi inceleme ve kontrolleri reddetti. Sadece burun akıntısından bir örnek alındı ve bir kan analizi yapıldı. Kendisine 3270 dolar (yani 3000 €) fatura sunuldu. Bu temelde, Azcue'de Covid-19 virüsü varken ona hastanede grip teşhisi konuldu.
Başlayan ekonomik kriz
Ekonomik kriz özellikle hoyrat ve acımasız olmakla tehdit ediyor. Wall Street Borsası Şubat ayından bu yana % 37 düştü. Başka bir deyişle, yaklaşık 10 trilyon dolar kaybedildi, uçup gitti. Yetkililer ve büyük iş bankaları şimdi GSYİH'da % 15'den % 30'a kadar bir azalma öngörüyorlar. Bu ise, 50 milyon kadar emekçinin işsiz kalabileceği anlamına geliyor.
Büyük şirketler, ülkede her yerde, ücretli çalışanlarına ücretsiz izin vermeye başladı. Bu bir şekilde hem onları yedekte tutarken, hem de onlara hiç bir ücret ödememe amacını gütme anlamına geliyor. Daha şimdiden yüz binlerce işten çıkarma işlemi yapılıyor. Örneğin ülkedeki Covid-19 vakalarının üçte birinin bulunduğu New York'ta, Amerikalıların üçte biri gibi bir nüfusa evlerinde kalmaları, dışarı çıkışların sınırlandırılması için çağrı yapıldı. Okullar, üniversiteler, barlar, oteller, restoranlar, sinemalar, gösteri ve konser salonları, vb. gibi yerler, direkt olarak işe alınan ya da taşoran firmalarca işe alınan durumları istikrara kavuşmamış olan geçici işlerde çalışan emekçileri işten çıkararak kapanıyor. Büyük yerleşim yerlerindeki havaalanları yavaşlıyor ve on binlerce ücretli emekçi aniden kendilerini işsiz buluyor. Örneğin, OTG şirketi, bu havaalanlarınınn sahip olduğu restoran ve dükkanlarda çalışan 1.200 ücretli emekçiyi daha yeni işten çıkardı : Bazıları 30 yıldır çalışan personel, tazminat bile ödenmeden işten çıkarılıyor.
Ancak, bu herkes için bir kriz değil. Öncelikle, çünkü Amazon gibi 100 bin kişi istihdam eden şirketler, çalışanlarının yaşamlarını ve sağlıklarını tehlikeye atma, göz ardı etme pahasına bu evde kapalı kalma, sınırlanma sürecinden yararlanıyor. Her şeyden önce de, başkanlık ve Kongre, şirketlere yapılacak 2 trilyon dolara ulaşabilecek bir destek planını görüşüyor. Federal Devlet, çok uluslu şirketler söz konusu olduğunda herşeye hazır bulunuyor : 2008 krizinde olduğu gibi, büyük bankalar ve çok uluslu şirketler kurtarılacak. Bunun bedelini ise bütün toplum ödeyecek.
25 Mart 2020